Geyik ve Dostluk
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Geyik ve Dostluk

Geyikte Kendine Güveniyor musun ? Sohbeti Koyulaştırırım Diyorumusun ?
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 William Shakespeare

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
LeoneL
Administrator
Administrator
LeoneL


Mesaj Sayısı : 188
Nerden : Kars*
Kayıt tarihi : 08/08/08

William Shakespeare Empty
MesajKonu: William Shakespeare   William Shakespeare Icon_minitimePerş. Ağus. 21, 2008 12:39 am

Shakespeare, BBC'nin yaptığı bin yılın dahileri oylamasında, Winston Churchill, Isaac Newton gibi dahileri geride bıraktı. ABD'de Shakespeare'in bin yılın dahisi olma unvanını hak ettiği düşünülüyor. Hatta, bazılarının bu konuda hiç kuşkuları yok. Sözgelimi, The Washington Post gazetesi, "Sorusu olan var mı?" diyerek karşı çıkanlara meydan okudu.

Shakespeare'e ilişkin bilgileri, okulda okutulan Macbeth oyunundan öteye geçmeyenler, bu tartışmalara bir anlam veremiyorlar. Sordukları soruysa şu: "Eski krallar, abartılı aşklar ve tefecilerle ilgili oyunlar yazmış, uzun zaman önce ölmüş bir yazara neden bu kadar ilgi gösteriliyor?"
Shakespeare'in ününü sadece fazla satan eserler yazmış olmasına bağlamak haksızlık olur. Çünkü, bu ünün birçok şaşırtıcı ve geçerli nedenleri var. Shakespeare, tarih boyunca en çok okunmuş yazar olma özelliğini hiç kaybetmedi. Eserleri 100'ü aşkın dile çevrildi. Sinemaya en çok uyarlanan oyunlar da yine Shakespeare'e ait.

Bunun ilk örneği, 1899'da çekilen Kral John (King John) filmi oldu. Bu filmden beri, 300'den fazla eseri sinemaya uyarlandı. Son olarak çekilen film ise, Anthony Hopkins'in başrolü üstlendiği Titus Andronicus. Ölümünün üstünden 400 yıl geçti; ama, oyunları hâlâ büyük bir seyirci kitlesi topluyor.Shakespeare, yüzyılların ötesine uzanan çekiciliğini neye borçlu? Bu sorunun yanıtı, birçok modern eserin, onun oyunlarından esinlenilerek yazılmasıyla ortaya çıkıyor.

Örneğin, "Batı Yakasının Hikâyesi" (West Side Story), Romeo ve Juliet'in; "Kiss Me Kate" müzikali de Hırçın Kız'ın (The Taming of the Shrew) uyarlamaları. Yine bu bağlamda, bir bilimkurgu filmi olan "Forbidden Planet" (Yasaklanmış Gezegen) kurgusunu Fırtına (The Tempest) oyunundan alıyor. Kurosawa'nın 1985'te çektiği destansı "Ran" filmi ise, Kral Lear'in (King Lear) Ortaçağ Japonya'sına uyarlanmış şekli.

Bütün örnekler, Shakespeare'in eserlerinin en göze çarpan özelliğini ortaya koyuyor: evrensel temaları konu almak. Basit kıskançlıklar, tutkunun mantığın önüne geçmesi ya da kararsızlık gibi konular, tüm oyunlarında ustaca işlenmiş. Bu yüzden, Shakespeare'in oyunları geçerliliğini hâlâ sürdürüyor ve yarattığı karakterlerin karmaşık yapıları, günümüz yönetmenlerine esin kaynağı oluyor. Örneğin, Laurence Olivier'nin Tudor Hanedanı atmosferinde çektiği "III. Richard" filmini beğenmediyseniz, Ian McKellen'ın, III. Richard'ı faşist diktatör olarak yorumladığı filmini izleyebilirsiniz.

Shakespeare, yazdığı başarılı oyunlarla dünya edebiyatında önemli bir yere sahip. En az 38 (kesin sayısı tam olarak bilinemiyor) komedi, tarih ve trajedi türlerinde oyunlar yazdı.
Böyle bir dehanın zekâsının nereden geldiğini merak ediliyor. Ancak bu sır, yaşamına ilişkin çok az bilgi bulunması nedeniyle çözülemiyor. Doğum tarihi bile kesin olarak bilinmiyor. Kilise kayıtları Shakespeare'in, Stratfordupon-Avon kasabasında 26 Nisan 1564'te vaftiz edildiğini gösteriyor. Ama doğum günü, Aziz George günü kutlanıyor.

Beş kardeşten biri olan Shakespeare'in babası John Shakespeare, dericilik ve yün ticaretiyle uğraşıyordu. Daha sonra da belediye başkanı oldu. Bu, Shakespeare hakkında bulunan tek kesin bilgi. Babasının mevkisinden dolayı, Shakespeare olasılıkla, yöredeki dil okulunda eği-tim gördü. 18 yaşındayken, kendisinden sekiz yaş büyük Anna Hathaway ile evlendi. Altı ay sonra ilk çocukları Susanna, 1585'te de biri kız biri oğlan ikiz çocukları dünyaya geldi. İzleyen yedi yıl içinde, Shakeapeare'in adı yazılı kayıtlarda görülmüyor. Bu tarihlerde, Shakespeare'in Londra'ya gittiği ve oyun yazarı olarak adını duyurmaya başladığına ilişkin tahminler yürütülüyor.

Gençlik dönemi ve aldığı eğitimle ilgili ayrıntıların eksik olması yüzünden, kimileri, Shakespeare adının çok ünlü birinin takma adı olduğu görüşünü savunuyorlar. Sir Francis Bacon ya da Oxford kontu Edward de Vere, Shakespeare adının gerçek sahibi olduğu öne sürülen 50'yi aşkın adaydan sadece birkaçı. Gerçekte bu tür varsayımlara pek önem verilmiyor, hatta züppece bulunuyor. Ancak, Shakespeare'in edebiyattaki hünerlerini nasıl öğrendiği konusu gizemini koruyor. İlk oyunla-rını ne zaman yazdığı bilinmiyor; ama yazmaya basit konulardan başladığı biliniyor. Shakespeare'in tiyatro alanında yaptıklarından, ilk kez 1592 tarihli "The Groatsworth of Wit" başlıklı yazıda söz ediliyor. Hem oyunculuk hem de oyun yazarlığı yapan Shakespeare, yazı-da, "Ülkede, yalnızca kendisinin, sahne dünyasını sarsabildiğini (Shakescene) sanan bir yeni yetme (upstart crow)" diye nitelendiriliyor.

Shakespeare'in eleştirildiği "The Groatsworth of Wit"in yazarı Robert Greene, kalemi sert ve fakir bir Londralı'ydı. Kitabında, Oxbridge eğitimli oyun yazarları Christopher Marlowe, Thomas Nashe ve George Peele'a uyarıda bulunuyordu. Greene'e göre Shakespeare, onların geçimlerini tehdit eden yeni bir oyun yazarıydı.
Greene, Shakespeare'e atfedilen VI. Henry'nin 3. perdesiyle, aynı oyunun anonim versiyonu "The True Tragedy"de bulunan anlamca kapalı bazı dizeleri incelemişti. Edebiyat alanında yürütülen araştırmalar sonucunda, ikinci oyunun Marlowe tarafından yazıldığına ilişkin kanıt bulundu.

Green, ortaya çıkan tablo üzerine Shakespeare'in eserlerini, Marlowe'un oyunlarını değiştirerek yazdığını düşünmeye başladı. Shakespeare, Greene'nin bütün öfkesini üzerine çekmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://herzamangeyik.forummum.com
 
William Shakespeare
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Shakespeare'den Soneler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Geyik ve Dostluk :: KÜLTÜR & SANAT :: Biyografi-
Buraya geçin: